Hindistan cevizi yağı, shea yağı ve zeytinyağı gibi doğal yağlar yüzyıllardır cilt ve saç bakımı için kullanılmaktadır. Bu yağlar nesilden nesile çeşitli nemlendirici, koruyucu ve anti bakteriyel nitelikleri için pazarlanmıştır. Modern kozmetik ve sağlıklı yaşam endüstrilerindeki büyüme ile birlikte bu basit gibi görünen maddeler genellikle göz ardı edilmiştir. Buna rağmen, birçok kişi katkısız, uygun fiyatlı ve etkili ürünler bulmak için çabaladığı için bu tür yağlar son on yılda popülerlik kazandı.
Makalenin geri kalanında doğal yağların faydalarından bahsettik.
Doğal yağlar cilt ve saç için uzun süredir kullanılmaktadır. Deneysel Botanik Dergisinde yayınlanmış bir makaleye göre, Antik Mısır uygarlığında bu tür yağlar kullanılmıştır. Diğer bazı araştırmalara göre, Antik Yunan uygarlığında yaşayan sporcular, ciltlerine daha ışıltılı bir görünüm kazandırmak için zeytinyağı kullanmışlardır.
Bellaire, Teksas'taki Baylor Tıp Fakültesi'nde klinik tıp yardımcı doçenti ve kurul sertifikalı dermatolog olan Rajani Katta’ya göre, hindistan cevizi yağı, zeytinyağı ve ayçiçeği tohumu yağı gibi doğal yağların, nadiren alerjik reaksiyonlara neden olduğuna dair "asırlık deneyime" sahibiz. “Doğal yağlar tekrar gün yüzüne çıktı çünkü A) Alerjik reaksiyonlara neden olmuyorlar B) alerjik reaksiyonları tetikleyen kimyasalların çoğuna sahip değiller C) maliyet olarak uygunlar”
Bununla birlikte, Doktor Katta cilt bakım rutininizin cildinize ve yüzünüze uygun olduğundan emin olmanızı öneriyor. Örneğin, eğer cildiniz sivilceye yatkınsa, sadece vücudunuzu nemlendirecek bir doğal yağ seçin ve yüzünüz için yeni bir yağ kullanmadan önce dermatoloğunuza danışın. Hint Dermatoloji Dergisinde Mayıs-Haziran 2016'da yayınlanan bir makaleye göre, cildinizin bu ürünlere karşı nasıl tepki göstereceğinde cilt tipi önemli bir rol oynayabilir.
Doğal yağları kullanmadan önce ele almanız gereken bir diğer faktör de yağı kullandıktan ne kadar süre sonra güneşe çıkmayı planladığınızdır. Doktor Katta bu tür yağları yüzünüz için kullanıyorsanız dikkatli olmanızı öneriyor.
Doğal yağları kullandıktan sonra güneş ışığına maruz kaldığınızda ortaya çıkabilecek olumsuz etkilerden korunmak için yağları günün farklı saatlerinde farklı şekillerde uygulayabilirsiniz. Sabahları, 15 dakika civarında cildiniz tarafından absorbe edilebilecek ince bir tabaka halinde uygulayabilirsiniz. Gün ışığına maruz kalmadığınız saatlerde ise bu yağları daha bolca uygulayabilirsiniz. Eğer cildiniz uyguladığınız yağı absorbe etmiyorsa gereğinden fazla yağ sürmüş olabilirsiniz.
Doktor Katta “Doğal yağları kullanırken vücudunuz ve yüzünüz arasında bir ayrım yapmanız gerekir.” diyor, ayrıca “Bu tür yağları akne için önermiyorum, çünkü doğal yağlar gözenekleri tıkayarak akneyi daha da kötüleştirebiliyorlar” ve “Ama yüzünde sivilce olan bir kadının vücudunda hindistan cevizi yağı kullanması harika bir tercih olabilir” diyerek ekliyor.
Vücudunuzun ne kadar yağa ihtiyaç olduğunu keşfetmek biraz deneme ve yanılma gerektirebilir. Nemlendirici olarak kullanılması gereken yağ miktarı ile ilgili bir araştırma olmamasına rağmen, cildinizin ne kadar yağa ihtiyaç duyduğunu anlamak zor değildir. Eğer cildinizin çok yağlı olduğunu hissediyorsanız, bu uyguladığınız yağın hepsinin emilmemiş olduğu anlamına gelir.
Birçok kişinin mutfak dolabında zeytinyağı, hindistancevizi yağı veya ayçiçeği tohumu yağı vardır. Fakat yemek pişirmek için kullandığınız yağları yüzünüze sürebilir misiniz? Doktor Katta organik ve rafine edilmemiş ürünlerin en iyi seçim olduğunu doğruluyor. “Yemek pişirmek için kullandığınız hindistan cevizi yağı, organik ve rafine edilmemiş hindistan cevizi yağına kıyasla daha yüksek bir kaynama noktasına sahiptir, bu nedenle pişirmek için daha iyi olmasına rağmen, rafine sürecinde faydalı olması mümkün olan bazı kimyasallar yağdan çıkarılıyor olabilir.” diyerek ekliyor. Bu yüzden, Doktor Katta, saç ve cilt bakımı için daha rafine ürünlere karşı sızma, soğuk preslenmiş ve rafine edilmemiş hindistan cevizi yağı öneriyor.
Öte yandan, Doktor Katta “Çay ağacı, argan ve limon yağı gibi esansiyel yağlar da cilt bakım ürünlerinde giderek yaygınlaşan bileşenler olsalar da zeytin ve hindistan cevizi yağına kıyasla alerjik reaksiyona yol açma riskleri daha yüksektir.” diyor ve “Çay ağacı yağı, önemli bir antibakteriyel, antifungal bileşen olduğu için bir üne sahiptir. Bu özelliklere sahip, ancak bu yağı kullanırken gerçekten dikkatli olmalısınız” diyerek ekliyor.
Doktor Katta çok hassas bir cilde sahip olan kişilerin esansiyel yağları kullanmalarını önermesine rağmen, bu tür yağların usulüne uygun bir biçimde kullanıldıkları sürece çoğu kişi için güvenli olduğunu da belirtiyor. “Bu tür yağları biraz seyretmelisiniz, hindistan cevizi yağı gibi taşıyıcı bir yağın içine birkaç damla ekleyerek kullanabilirsiniz, muhtemelen çoğu insan için bu bir soruna yol açmayacaktır.” Taşıyıcı yağ esansiyel yağlar uygulanmadan veya pişirilmeden önce seyreltmek için temel görevi gören yağlara verilen isimdir.
Doktor Katta bazı yağların diğerlerine göre olumsuz yan etkileri göstermeye daha yatkın olduğunu belirterek uyarıyor “Egzaması olan veya hassas cildi olan kişilerde, karanfil yağı, tarçın yağı, lavanta yağı, limon yağı gibi yağlarda daha fazla alerjik reaksiyona yol açtığını gözlemledim. Bu yağlar esansiyel yağlar arasında alerjik reaksiyonları tetikleyebilecekleri konusunda en fazla endişe duyduğum yağlardır.”
Cildinize herhangi bir yağı uygulamadan önce doktorunuza danışmanız gerekir. Yazımızın devamında en popüler 8 doğal yağı sıraladık:
Hindistan cevizi yağı cildiniz tarafından kolayca emilir ve E ve K vitamini gibi vitaminler bakımından zengindir. Ayrıca, antifungal ve anti bakteriyel özelliklere de sahiptir. Büyük istisnalardan biri kakao yağı ile birlikte kullanıldığında sivilceye yol açmasının muhtemel olmasıdır. Doktor Katta “Genel olarak, hindistancevizi yağı hemen hemen herkes için harika bir seçenektir, fakat yağlı bir cildiniz varsa ve sivilceye eğilimliyseniz, yüzünde kullanmayın" diyor. Dermatitis dergisinde yayınlanan bir çalışmada araştırmacılar, hindistan cevizi yağının bir taşıyıcı yağ ile beraber kullanıldığında cildi nemlendirmede zeytinyağından daha iyi olduğunu keşfettiler. Yüz ve cilt bakımınız için soğuk preslenmiş, rafine edilmemiş hindistan cevizi yağı aramayı unutmayın.
Zeytinyağının genel olarak alerjik reaksiyonları tetiklemediğini belirten Katta, “Ancak en iyi sonuçlar için sızma çeşidini tercih etmeyi unutmayın.” diyor. Zeytinyağı A, D, E ve K vitaminleri içerir ve Ekim 2016'da Nano Malzemeler ve Nanoteknoloji Dergisinde yayınlanan bir araştırmaya göre, nemlendirici olarak kullanılabilir. Kıvamı yoğun olduğundan tüm vücuda kolayca uygulanabilir.
Ay çiçeği çekirdeği yağı yaygın olarak bulunabilen, E vitamini bakımından zengin olan ve cilt tarafından kolayca absorbe edilebilen doğal bir nemlendiricidir. Pediatri dermatoloji dergisinde yayınlanan bir araştırma, bebeklerde Ayçiçek çekirdeği yağının cildin bariyerini daha iyi koruduğunu ve zeytinyağının aksine atopik dermatite (bir egzama türü) neden olmadığını keşfetti.
Afrika kıtasında bulunan shea ağacının meyvelerinden elde edilen shea yağı, genellikle katı bir formda bulunan ve vücut sıcaklığında eriyen tallow benzeri bir maddedir. Doktor Katta hastaların bu yağa alerjik reaksiyon göstermediklerini ve bu yağın nemlendirici ve saç ürünü olarak kullanılabileceğini söylüyor. Ayrıca, rafine edilmemiş, organik shea yağı zeytinyağı veya hindistan cevizi yağı ile karıştırılarak uygulanması daha kolay bir hale getirilebilir.
Jojoba ağacı Meksika ve Amerikanın Güneybatısına özgüdür ve ağacın meyvelerinden elde edilen yağ yerli Amerikan kabileleri tarafından tıbbı amaçlar ile kullanılmıştır. Doktor Katta bu yağ hakkında “Bu yağın yol açtığı alerjik reaksiyonlara pek rastlamadım, ayrıca, diğer doğal yağlara kıyasla daha az popüler olduğundan bu yağ hakkında çok deneyimim olduğu söylenemez.” diyor. İtalyan Dermatoloji ve Cinsel Yolla Bulaşan Hastalıklar Derneği Dergisi'nde yayınlanan bir derlemede araştırmacılar, jojoba yağının diğer faydalarının yanı sıra iltihaplanma karşıtı ve yara iyileştirici etkileri olabileceğini keşfettiler.
Preslenmiş çiğ bademlerden yapılan badem yağı, E vitamini, çinko, protein ve potasyum gibi bileşikleri içerir, bu yüzden, sağlığa birçok faydası vardır. Shea yağı ve zeytinyağından daha hafif bir dokuya sahip olduğu için birçok kişi badem yağını daha cazip buluyor. Ancak Doktor Katta, badem yağının alerjik reaksiyonlara neden olabileceğini söylüyor, bu yüzden hassas bir cildiniz varsa bu yağı kullanmaktan kaçınmanızı tavsiye ediyor.
E vitamini ve esansiyel yağ asitlerini içeren üzüm çekirdeği yağı, diğer doğal yağlara kıyasla daha hafif bir dokuya sahiptir. Eylül 2016'da Beslenme ve Metabolik Öngörüler dergisinde yayınlanan bir makaleye göre antioksidan, antimikrobiyal ve antienflamatuar özellikleri de vardır. Doktor Katta üzüm çekirdeği yağının diğer doğal yağlara kıyasla daha nadir kullanıldığını belirtiyor, ancak cilt için potansiyel kullanımı konusunda iyimser olduğunu söylüyor. “Kimsenin üzüm çekirdeği yağına karşı alerjik reaksiyon gösterdiğini görmedim," diyor. "Bu yağın içinde antioksidan özelliklerine sahip birkaç fitokimyasal var, bu yüzden bu yağ biraz ilgi çekici." diyerek ekliyor.
Yabani kuşburnu çalılarının tohumlarından çıkarılan kuşburnu tohumu yağı, son zamanlarda popülerlik kazanarak nemlendirici ve yaşlanma karşıtı olduğunu iddia eden ürünlerin içinde yer almaya başladı. Ocak 2018'de Uluslararası Moleküler Bilimler Dergisinde yayınlanan bir derleme, provitamin A’da dahil olmak üzere bu yağda bulunan esansiyel yağ asitleri ve antioksidanların "iltihaplanmaya" ve oksidatif cilt hasarına karşı nispeten yüksek koruma sağladığını keşfetti. Ayrıca, kuşburnu tohumu yağının egzama gibi enflamatuar cilt hastalıklarını hafifletmek için kullanıldığında umut verici sonuçlara yol açtığı düşünülüyor.